Kaza sonucu omurilik felci nedeniyle tekerlekli sandalyeyle hayatını sürdüren Hale Yıldız aktivist olarak tanınıyor.. Bedeninde dezavantaj olan insanların yaşam kalitesini artırmak için çalışıyor. Hikayesini, projelerini , yaşadıklarını anlattı. Merak ettiklerimi sordum. İyi okumalar.
Seni tanıyabilirmiyiz ?
Merhaba ben Hale Yıldız. 6 senedir işe alım uzmanı olarak çalışıyorum. Renkli Kampüs Programı’nın ilk mezunu ve Değiştiren Adımlar Derneği’nin yönetim kurulu üyesiyim.2008 yılında araç içi bir trafik kazası geçirdim ve c7 seviyesindeki kırık sebebiyle omuriliğim hasar gördü. Buna bağlı olarak yaklaşık 13 senedir aktif olarak tekerlekli sandalye kullanıyorum.
Kazanın sonrası nasıl bir süreçti, sana yürüyemeyeceğini söyledikleri ya da sen fark ettikten sonra ne hissettin ? Yeni yaşamının ilk gününü hatırlıyormusunz?
Henüz 17 yaşında hastanede tedavi gördüğüm sırada hiç bir şeyden habersiz sadece çok çalışıp biran öncesi eskisi gibi olma hayalim varken, birden kapı çaldı ve içeri fizik tedavi doktorum geldi. Bana bundan sonra bir daha asla yürüyemeyeceğimi, eskiden yapabildiğim ne varsa artık yapamayacağımı söyledi. Ben daha omurilik zedelenmesi ne demektir, yürüyememek ne demektir bilmezken kucağıma bombayı bıraktı ve gitti. Ailemle odada uzun süre sessizliğimizi koruduğumu hatırlıyorum. Ama sonrasında hızlıca kendime gelip, bana hayatımla ilgili kimse ne yapıp ne yapamayacağımı söyleyemez, bunun kararı yalnızca bana aittir, istediği kadar tıp kitaplarında yazsa da, bunun açıklaması 17 yaşındaki bir kadına bu şekilde yapılmamalıydı diyerek kendimi topladım. 9 ay sonunda hastaneden wolker, yani destekli bir apartla yürüyerek taburcu oldum. Kendi başıma ihtiyaçlarımı karşılayabiliyordum, evet hala hasarım sebebiyle bir çok şeyi bireysel olarak yapamıyordum ama hayatımdaki ilk dönüşümü adımlarımla o hastaneden çıkarak atmıştım.
Eminin farklı anlamlarda değişen yaşamına alışmaya çalışırken, çevresel faktörlerden de etkilenmişsindir. İnsanların sana bakışları ilk nerde seni rahatsız etti ve ne düşünmüştün? Paylaşırmısın. Kazayı yaşadığın dönemde okuyoırdun sanırım. Eğitim sürecinde neler yaşadın. Hem fiziki hem insanlar tarafından nasıl karşılandın.
Sene 2010 Üniversitemin ilk günü, arabamızla rektörlüğün önüne geldik. Ablam şöför koltuğundan çıktı, sandalyemi aldı ve beni transfer etti. Sonra birden kafamızı kaldırdık ve rektörlük önünde duran yüzlerce öğrencinin bize baktığını farkettik. Durup ablamla bir kaç saniye birbirimize baktık, yine sessizliğimizi korumuştuk... Yıllar sonra birbirimize itiraf ettik, o an orada arabaya tekrar binip geri dönmeyi düşünmüştük, biz bu bakışlar altında 4 senemizi 5 senemizi nasıl geçirecektik... Yine insanların ne düşündükleri ve gördükleri benim hayallerimin ötesine geçemez diyerek kapıdan içeri girdik. Fakülteyi bölüm birincisi olarak 3.5 sene, hazırlıkla toplam 4.5 senede bitirerek mezun oldum. Rektörlüğün önünde o kalabalığın içinde kep atma anım ise benim hayatımdaki ikinci dönüm noktamdı.
Farklı standartlarda yaşadığın ikinci yaşamında neleri deneyimledin. Zira öncesinde hiç karşılamadığın, hatta dikkatini bile çekmediği bir çok ayrıntı, yeni yaşamında önüne ciddi sorun olarak çıktığını düşünüyorum? Bahsetmek istermisin.
Benim mücadelem engelli bir kadın olmaktı! Sene 2021 ve bu geçen 13 sene içinde engelli bir birey olmayı deneyimledim. Binalar, mekanlar, okullar,servisler, sosyal alanlar, toplu taşımalar, sokaklar, caddeler bana uygun olmadığı için engellendim, ve daha iyi bir yaşam için mücadele ettim. Bu hayat benimdi ve bana göre daha iyi olacağını düşündüğüm hayat için değişim istedim. Sizin mücadeleniz çok farklı olabilir, ve siz mücadelenizde başarılarla dolu bir hikaye yazmak zorunda değilsiniz, benim hikayemde bana göre başarı hikayesi değil yalnızca bir mücadele. Bir başkası evinden hiç çıkmayarak, sosyal olmamayı, çalışmak istememeyi de tercih edebilirdi. Sonuçta hepimiz tercihlerimizi yaşıyoruz ve bunun doğrusu yada yanlışı yok.
Sosyal sorumluluk alanında da aktif bir kişisin. Lidersin. Arkadaşlarınla oluşturduğunun bir platformda, toplumda farkındalığı arttırmak adına çalışmalar yapıyorsunuz. Bu proje nasıl doğdu, ekip kimlerden oluşuyor, neler yaptık, neler yapmayı planlıyoruz ve bugünkü gelinen noktadan bahdesermisin.
Benim gibi hayatını yaşamayı şansa bırakmayan, farklı engel durumlarına sahip üç üniversite arkadaşı olarak “Erişilebilir Her Şey” Sosyal Girişimini kurduk. Burada kurum ve kuruluşlara engellilik alanında farkındalık ve algı eğitimleri veriyor, içeriksel, fiziksel ve iletişimsel anlamda danışmanlık yapıyoruz. Konuşmamın başında kendimi betimlemem ise görme engelli kişilerin zihinlerinde görselleşebilmekti. En büyük amacımız Türkiye’de engellilik algısını yardım temelli bakış aşından sıyırıp, hak temelli bakış açısına geçirmek ve yasalara uygun düzenlemeler yapılmasını sağlamak. İnanıyoruz ki, nitelikli istihdam, farkındalık sahibi bireylerin yetişmesi ve eğitim hayatının iyileştirilmesi ancak kişi bağımsız bir şekilde hayata katılım sağlayabildiğinde olacak. Bu yüzden erişilir bir dünyanın hayalini hayalini kuruyoruz.
Son mesajın ne olur ?
Herkesin kendi mücadelesinde yolunu bulabilmesini diliyorum. Teşekkür ederim.
Saygılarımla
Ayhan AKTAŞ
YORUMLAR