15 Mayıs 2013 Yılında yazmıştım. Günümüz algısı üzerine, tekrar yayımlanması iyi olacak diye düşündüm.
Sevgimizi, aşkımızı bile kolay yaşamak istiyoruz. Bizi yormasın, zorlamasın, başımıza bela olmasın. İstediğimiz zaman olsun, onun dışında yok olsun. Bir kumandanın ucunda olsun her şey, bir bilgisayarın düğmesinde, bir telefonun tuşlarında. Ulaşmak, yaşatmak, canlandırmak, hissetmek için çaba harcamayalım. Sanal dünya girdi hayatımıza çok da işimize geldi. Sanal alemin, sanal insanları olduk hemen. Duygularımızdan korkar olduk. Hissetmek yok. Her şey bir yalan. Sanal teknolojinin değersizliği içinde dönüp duruyoruz. Düşünemedik ki kablonun diğer ucunda gerçek insanlar oturuyor. Dokunmaya hissetmeye göz göze gelmeye korkar olduk. Bir bilgisayar, bir kamera her şey tamam. İnsan başka ne ister ki...
Böylesi daha güzel, sanal bir gerçeklikte sorumluluk duygusu yok, bağlanma yok, hesap vermek yok deyiverdik. Canın isterse varsın, istemezse yok. Ne güzel, tam bu çağın insanına göre. Kolay işin, hangi yoldan elde edildiğinin hiç önemli olmadığı kolay paranın peşinde koştuğumuz, hayata direk tepeden başlamak istediğimiz bu günlerde, kolay sevgi, kolay ilişkilerde giriverdi usulca yaşantımıza. Zora gelemiyoruz, gerçek ilişkiler sıkıyor.
Biri azıcık duygularından söz ettiğinde birden itici oluveriyor, hemen pılımızı, pırtımızı toplayıp arkamıza bile bakmadan oradan uzaklaşıveriyoruz. Neden peki, bünyemizde barındırdığınız şeyden kaçmak niye, yok saymak, derinlere göndermek. Kimsenin gözüne gerçek anlamda bakmak istemiyoruz, korkuyoruz birilerinin gözlerine bakmaktan. Mekanik hayatlar, mekanik ilişkiler, mekanik sevmeler istiyoruz.
O kadar rahatladık ki artık. Sevmeye bile üşenir olduk. Ben gelemem ama gelirsen de
hayır demem. Buradayım, isteyen gelip alsın. Ben kılımı kıpırdatmam. Uğraşamam.
Çaba harcayamam. Ama şöyle yakınlarımda olsan o başka. Aşk aramıyorum, sevgi aramıyorum, ilişki aramıyorum unuttuk duygularımızı, yitiriverdik insanı insan yapan ruhumuzu. Sevmekten korkar olduk; Ne oldu bize, ne zaman, nere de, kaybettik sevmeyi, kimlere bırakıverdik ruhumuzu, kimler acıttı canımızı da bu kadar acımasız oluverdik. Ben uğraşamam ama sen buralarda olursan da hayır demem, diyecek kadar korkar olduk bir şeylerin peşinde koşmaya. Bencil oluverdik. Bir gün yalnız uyanmanın ne kadar korkutucu olacağı aklımıza hiç gelmiyor nedense. Kendi doğamıza hasret yaşadığımızı bile, anlayamadık. Önce kendimizi sonra insanları, hayvanları bitkileri, doğayı, her şeyi sevmemiz (sevebilmeniz ) dileğiyle…
Saygılarımla,
Elif Satı KALAYCIOĞLU
YORUMLAR