KADIN BİR MİLLETİN ANA VATANIDIR
Elif Satı KALAYCIOĞLU

Elif Satı KALAYCIOĞLU

Elif Satı KALAYCIOĞLU / İstanbul İl Temsilcisi / Gazeteci, Yazar
  • Youtube
  • Instagram
  • LinkedIn

KADIN BİR MİLLETİN ANA VATANIDIR

06 Mart 2021 - 01:00 - Güncelleme: 06 Mart 2021 - 01:24

Aileden topluma kurumlardan devlete uzanan şiddet.
En sıklıkla, ihmalkâr ya da baskıcı anne babalara, zor çocukluk yıllarına, cinsel tacize, özgüveni yerle bir eden öğretmenlere, rekabeti körükleyen eğitim sistemine, erkek egemen toplumun kadını olduğu kadar erkeği ve çocukları da mundar eden gelenek ve göreneklerine, uyumsuz insanlarla ilişki ve evliliklere, sorunlu akrabalara, zorba patron ve iş arkadaşlarına. Kişilik bozukluklarının ve ilişkilerde yaşanan açık ya da örtülü şiddetin, zihinsel ve bedensel hastalıkların çok önemli nedenlerine ve bireyi maruz kaldığı şiddet konusunda bilinçlendirmek yerine, öne çıkan yakınmalarını yalnızca ilaçlarla bastırmaya kalkışmanın yarardan çok zararlarını birey ve toplum olarak görmekteyiz.
Dünyanın oluşumundan insanlığın gelişimine değişimler ve dönüşümler yanı başımızdaki izlediğimiz koskocaman bir dünya. Başında türbanlı, boynunda poşulu ya da Bodrum’da ikoncan olmak. Her daim öteki, mütemadiyen beriki olmak, bir türlü kendimiz olamamak.  Her harekete, her söze gardiyan olmak. Hep eleştiren ama hiç çözemeyen olmak.  Bize bizden başka dostun  olmayacağına inanmak, inandırılmak. Çocuk olmak, kadın olmak, gay olmak, yaşlı olmak sağlık sorunlu olmak.
Aile olmak…
Her gün tedbirli yaşamak zorunda olmak, sevgili ile parkta otururken bile tedirgin olmak…
Seçeneksiz olmak…
Korkmak…
Sokakta yanı başımızda yürüyen insanla ‘’günaydın’’ı bile  üleşemezken, sanal derinlikte bir şarkıyı, bir videoyu, bir şiiri, belki de bir fotoğrafı habire üleşmeye çalışmak…

Kendimize yabancılaşmak, topluma azalmak, yalnızlığımıza çoğalmak.
Ayrışmak, ayrışmak.. Zerrelerimize kadar ayrıştırılmak. Nefretle yatıp, kinle kalkmak.. Bir güzel söze hasret kalmak. Neden fakiriz, neden demokratikleşemiyoruz, neden birbirimizle kavgalıyız, neden gelişemiyoruz, neden öldürülüyor, neden düşüncemizi söyleyemiyoruz?
Bu topraklar bu kadar kısır mı?  Böylesine çöl mü? Bu topraklar?
Sudan, mavilikten, umuttan böylesine akıldan eksik mi bu topraklar?

İnsanlar; binlerce yıl önce sabah erkenden kalkıp, bir su kenarına yerleşmiş oraya vatan demişler. Sonra dar gelmiş dere boyu, başka derelerin ardına düşmüşler. İnsanlar; tarihler boyunca kendilerini güvende hissedecekleri, toprağından verim alabilecekleri, güneşin onları ısıtabileceği, huzurun sarabileceği yerleri aramışlar. Ama; Ne kadar zor insan olmak. Ve insan olduğumuzu unutmak. Toplumumuzu kasıp kavuran şiddet fırtınasının yavaşlatılması dileğiyle…

Tüm Dünya Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum.

Saygılarımla, 
Elif Satı KALAYCIOĞLU                               

‘’KADIN ÖMRÜNÜ KİME VERMELİ’’ 

Kendisine mi? eşine mi? çocuklarına mı? topluma mı?  
Kadın… Herkese ‘’Ana’’ oluyor.
Kocasına karşı yıllarca saçını süpürge etmiş olması bir şey değiştirmiyor.
Çünkü kocanız yeri gelince ailesi için ya da, başka bir kadın için bir çırpıda sizden vazgeçebiliyor. Oysaki kadın kendisini kocasına ve çocuklarına adıyor..

Değer Vermek mi? Değer Görmek mi?
Erkek, kadınına değer verip onu araç olarak görmekten çok insan olarak görmeye başlarsa işte o zaman bir yastıkta yaş alıyorlar.. Maalesef toplumumuzdaki erkek algısı,
(hepsi için söylemiyorum) ben erkeğim benim dediğim olur düşüncesiyle devam edip gitmekte. Erkeğe yüklenen yük ile Kadına yüklenen yük hep toplumumuz tarafından belirlenmiyor mu? Elbette her zaman bu anlattıklarım gibi olmuyor eşler ve evlilikler. Çevremde örnek teşkil eden pek çok güzel aile babası ve bir yastıkta yaşlanan insanlar var. 
 
Yaşamsız Yaşamları Olan Kadınlarımız;
Öyle yaşamalarımız var ki, kadınlarımızın çoğu ona öğretildiği gibi kendisine ve ailesine laf edilmesin diye her gün bir çalışan konumunda evde sadece yemek yapıp ev işleriyle zamanını ömrünü yaşayıp gidiyor çünkü doğu bölgesinde yaşayan kadına HAYIR demeyi  öğretmediler. Kadının hanımefendiliğini kadına hep susarak belli etmesi gerektiğini öğrettiler. O’ suskunluğun arkasındaki fırtınaları boranları sormadılar kadına yalnız başına mücadele etmeyi öğrettiler ama acılara karşı… Doğuda KADIN olmak ayrı bir zordur..
 
Erkeklere Hazırlanan Toplumsal Madalya;
Maalesef bir çok ailede sen baba evinden gelinlikle gider, koca evinden de, kefenle çıkarsın diyerek kız çocuklarını yetiştiriyorlar. Benimde üç evladım var. İkisi kız biri erkek.
Üç çocuğumda benim için eşit sadece cinsiyet farklılıkları var. Burada şunu anlatmak istiyorum. Kızlarımızı okutalım ev işleri bitmedi mi? sorusu yerine, kitabını okumayı bitirdin mi? diye soralım. Çünkü aileler toplumsal madalyayı sadece erkeklere hazırlamakta.
 
Bu Sorunun Cevabını Sizlere Bırakıyorum;
Bir kadın ömrünü kime vermeli. Kendini hayatın içinde savrulan rüzgarın önüne mi koymalı. Rüzgara kalkan olacak biri yoksa eğer beraberinde kuru bir yaprak gibi oradan oraya savrulup duruyor Kadın.
 
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Yıllarca kendi kafamda profilini çizdiğim hanımefendiyle kısa zaman önce tanışma fırsatım oldu. Bir anne olarak kızlarımın da, hanımefendiyi örnek alıp ve başarı merdiveninin basamaklarını çıkmalarını istiyorum. Malumunuz kendisini çok insanın yazılarından tanıdığı sayın; Elif Satı KALAYCIOĞLU’dur. Başarısı azmi ve iş hayatındaki duruşuyla  Cumhuriyetimizin örnek kadınlarındandır. Elif Satı hanımın ve tüm emekçi kadınlarımızın
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum.
 
Saygılarımla,
İhtilal Hüsne YAŞAR
 

DİPSİZ KUYU

1968 Bandırma doğumluyum. Ben Polis kızıydım bu bana onur gurur veriyordu. Kendimce hayallerim ve ideallerim vardı fakat hiç bir şey düşündüğüm gibi olmadı. (Oldurulmadı.)

Gerçek hayata ve kadın olmaya adım atışım işkence dolu hayatım on beş yaşımda istemediğim biriyle evlendirilmemle başladı. Hatırladıkça içimi acıtsa da geriye baktığımda kötü anılar olarak kaldı hepsi hafızamda. Evlendirildiğim erkeğin esrarkeş, alkolik, biri olduğunu aynı evin içinde yaşamaya başladığımda görüp anladım. İşkenceler içerisinde beş yılım geçti. Bir çıkış yolu aradım kadın olmak çok zor küçük yaşta evlendirilip ayrılmak dul olmak üzerine genç olmak  gerçekten çok zordu. Kimse bana ne istediğimi sormadı oysa tek hayalim okumaktı okuyup babam gibi polis olmaktı.
 
Gördüğüm sözlü ve fiziksel şiddet üzerine eşimden kaçış içindeydim. Yaşamımı korku içinde sürdürdüm ve sürekli duygularım bastırıldı. Yirmi iki yaşında tekrar bir kaçış kurtuluş aradım.
Bana bir evlilik daha yaptırdılar ve ikinci evliliğim ilk evliliğimden daha berbat çıktı. İşkencenin her türlüsü vardı otuz altı yaşımda son şiddetten sonra kaçıp ailemin yanına gittim.
Fakat ailem beni tekrar geri yolladı. Sonrası mı? kötü bir dayaktan sonra ailem beni geri aldı.

İş hayatına atıldım anladım ki zorda olsa kadın kendi ayaklarının üzerinde durabiliyormuş.
Biz kadınlar pasif değilmişiz ama bu olgunluğu çok geç öğrendim. Ailemden ve herkesten kaçarak İzmir’e geldim kimseye boyun eğmeden ayaklarımın üzerinde durmayı başardım. Elbette her şey toz pembe olmadı İzmir’de de çok sıkıntılar yaşadım. Geçen sene Ön dört Şubatta şimdiki eşimle evlendim. Ve yıllar sonra gülümsemenin ne olduğunu evlilik kavramını hissettim. Uzun zamandır sağlık sektöründe görev yapıyorum. Ben insanlara can nefes umut olmaya çalışıyorum. Hani anlatsam roman olur deriz işte yazmaya devam etsem sayfalar yetmez.

İnsanın bedeni, zihni, elinden alınan umutlarının hesabını nasıl verecek üzerimizde bu kadar hak sahibi olduklarını düşünen insanlar. Bunca acıyı yaşadığım için istemiyorum kadınlara şiddeti ölümü hak etmiyor hiç bir canlı. Lütfen Kadınlara, çocuklara, hayvanlara kısacası Rabbimiz’ in yarattığı hiç bir canlıya eziyet edip zarar vermeyelim. (Vermeyin)
 
Duygularımı dile getirmem de, bana destek sağlayan sevgili, Elif Satı Kalaycıoğlu’nun ve tüm emekçi kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum.
 
Saygılarımla,
Merva ERKUT


    ‘’ŞİİR TADINDA KADIN’’

Bazı kadınlar onlar bir başınadır..
Korktuğunda, kırıldığında, yorulduğunda,  
Ve kendi başına ayakta kalıp, 
Tüm bunların geçmesini beklerler.
 
Toz pembe hayal kuramaz onlar,
Gerçek hayatta haklarına düşenden fazlasıyla haşırneşirdirler .
Çünkü; 
Güç böyle kasırgalardan sonra gelir bulur onları.
 Sonra;
Güçlü, imrenilen, özenilen kadın olurlar..
Selam olsun gücünü kendinden alan kadınlara. 
 
Başta kıymetli annem olmak üzere sonrasında hayatımın değerlisi olan Elif Kalaycıoğlu ablamın ve Tüm Dünya Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum.

Saygılarımla,
Figen Uyanık
 

Bu yazı 3186 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum