Hemen hemen hiçbirini tanımadığımız, bazılarının adını sadece bazı olaylar ile duyduğumuz, bazılarının adını ise sadece iki üç dakikaya sığdırılan bir haber bülteninden bildiğimiz ve bilemediğimiz daha binlerce ama her zaman her yerde şükran duyduğumuz ve şükran duymaya devam edeceğimiz, minnetle anmayı sürdüreceğimiz Peygamber arkadaşı, Peygamber yoldaşı, Şehitlerimiz, Gazilerimiz, Kahramanlarımızdır onlar.
Bugün hemen hepimiz rahatça uyuyup sabah yine aynı rahatlıkla uyanıp hayatımıza devam ediyorsak, üzerinde rahatça gezdiğimiz, toprağını sürdüğümüz, sürdüğümüz topraktan çıkan bin bir türlü nimetten yararlandığımız, dört bir tarafını istediğimiz zaman, istediğimiz şekilde, istediğimiz kişi ile gönlümüzce gezebiliyorsak bunu “VATAN SAĞ OLSUN!” düşüncesi ile ardında Annesini, Babasını, Eşini, Dostunu, Sevdiğini, Hayatını, Hayallerini, Umutlarını bırakarak giden ana kuzularına borçluyuz.
O insanlar ki, Namusundan, Şerefinden, Onurundan, Dininden, Özgürlüğünden, Taşından, Toprağından, Hatay’ından Sinop’undan, Edirne’sinden Kars’ından gram taviz vermemek için canları pahasına sadece bu toprakları korumakla kalmamış, başka ülkelerdeki nice insanların da umut kaynağı olmuşlardır. Bu kutsal değerler için, Korkmadan, Usanmadan, Bıkmadan, Çekinmeden savaşıp şehit olanlar için Allah’u Teâlâ cenneti müjdelemiştir ve bunu da biz insanlara en güzel şu şekilde söylemektedir: “ ALLAH YOLUNDA ÖLDÜRÜLENLER İÇİN ÖLÜLER DEMEYİN. HAYIR! ONLAR DİRİDİRLER SİZ BİLEMEZSİNİZ.” ( BAKARA 2 / 154 ) İşte bu yüzden onlar en güzel şehadet şerbetini içtiler. Ruhları daima bizimle beraberdir ve ebedi olarak da yaşayacaklardır.
YORUMLAR