Kimimiz bir hatır sormak, belki de dertleşmek ,keyif yapmak, yorgunluk çıkarmak.
Prensesler gibi büyüttüğümüz kızlarımızı istemeye geldiklerinde özenle pişirilen o mis gibi doyurucu kokusu ve ağızda dağılan aromasıyla.. Evet Türk Kahvesi.
Çoktandır görmediğimiz bir yakınımızı ve arkadaşımızı arayıp ,"Sana bir kahve içmeye uğrayacağım" demek .Ev hanımlarımızın günlük yaptığı işlerden sonra çalışan insanlarımızın yoğun ve yorucu ofis ortamlarında, öğrencinin ders çalışırken oluşan gerginliğinden sonra hadi bir yorgunluk kahvesi içelim diye pişirilen ya da hazırlanan kahveler içildikten sonra üzerimizdeki yorgunluğu bir nebze de olsa azalmış hissederiz.
Birbirlerini benimseyen ve sırlarını paylaşan genç kızlarımız yan yana geldiklerinde pişirilen o kahveler içildikten sonra hemen kapatılan fincanlar" Belki de duymak istedikleri O beyaz atlı prenslerinin tarifi" ; Bazen de yıllar önce ikramda bulunduğumuz Bir Fincan Kahve "Hani hatırı büyük ya" yıllar sonra bize daha büyük iltifatlarla dönebiliyor. İşte Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır dedikleri budur.
Herkes gibi bende sohbet etmeyi seven biriyim. Özümsediğim, benimsediğim, belki de dertleşmek istediğim biriyle yine kahveyi bahane ederim. Halbuki kahve içmekten çok bir dost istemişimdir. Gönül bir dost ister kahve bahane olur. Her şey aslında bir defasında kahve içmiştik ile başlayan dostluklar, aşklar, arkadaşlıklar…
O muhteşem kokusunu ve tadını türkülerimize katarak nereli olduğunu bize bildiren "Kahve Yemen'den gelir Türküsüyle". Yaşamımızın bir parçası haline gelen damak tadımızın vazgeçilmezi, misafirperver halkımızın gerek yemekten önce gerekse sonra değerli ikramı işte bu bir fincan Türk Kahvesidir.
Her anınızı Kahve Tadında sımsıcak dostluklarla sürdürmeniz dileklerimle...
Saygılarımla,
Hüsne İhtilal YAŞAR
YORUMLAR