Merhaba kıymetli okurlar. Malumunuz üzere yüksek öğretim kurumları sınavı (YKS) sonuçları açıklandı. Tıp ve mühendislik bölümlerinin cazibelerini kaybettikleri ortaya çıktı. Ben bu yazımda tıp fakültesi ve mezunlarının durumları üzerinde durmak istiyorum. Gerçi benim kadar ve hatta benden de fazla olarak sizler, hayatın içinde gerek kendiniz, gerekse eşiniz, çocuğunuz, ananız, babanız, akrabanız, dostunuz sebebi ile doktorlar ile fazlası ile iletişim içindesiniz. Bu hayatın bir gerçeği. Allah onları başımızdan eksik etmesin, yokluklarını göstermesin. (Amin.)
Değinmek istediğim ilk konu herhangi bir alana yapılmış olan yerleştirmeler ile ilgili. Yetkili ağızlar kontenjanların çok büyük oranda dolacağını söylüyor. Demek ki çemçük üniversite ve bölümler bu yıl da yükü tutacak. Fakat göç yolda düzülür derler bizde. Görelim Mevlam neyler. Neylerse güzel eyler işin sonunda. Bu sebeple yapılan kontenjanlar büyük oranda dolacak açıklamaları benim için çok fazla bir anlam ifade etmiyor. Sizin için de etmemeli derim zannımca.
Önemli olan, herhangi bir alana yerleşmek değil, o alanda nitelikli eğitim almak olmalı. Ama adayların ne yazık ki önemli bir kısmı üniversiteye eğitim almak için değil de üniversite hayatını yaşama hayaliyle gidecekleri için alacakları eğitimin niteliği de onlar için hiç önemli olmayacak.
Bizim sistemimizde lise mezununun hiçbir yeterliliği yok. Okula ya mekan belli olsun diye gelen bir kitle var ya da tamamen sınava odaklı yaşayan ve tüm yapabildiği belli bir zaman dilimi içinde belli sayıdaki soruları çözmek olan test makineleri grubu. Her iki grup liseli kitlesi de analitik düşünmeden, bağdaşım kurabilmeden, neden – sonuç ilişkileri üzerinde düşünebilmeden yoksunlar.
Üniversite ortamına girene kadarki zaman dilimi içinde çocuklarda herhangi bir yeterlilik gelişmediği için sistem onları en az 4 yıl boyunca kampüs adı verilen mekanlara kapatıyor ve yterlilik vermeye çalışıyor. Olmayan temel üzerine bina dikilir mi hiç kıymetli okurlar ?!!! Hatta önemli bir kurum imiş izlenimi verebilmek için kampüs girişlerine güvenlik görevlisi bile dikiyorlar. Bu geçen en az dört yıllık sürenin sonunda da gençlerin ellerine diploma denilen bir kağıt parçası verip kampüsten uğurluyoruz ve OLDUN diyoruz. Ama OLMUYORgenç !
Kıymetli okurlar, üniversite bir okul değildir. Okul denilen kurumun süresi lisebitene kadardır. Üniversite okul değil, gencin hayata hazırlandığı bambaşka bir dünyadır.
Şimdi gelelim cazibesini kaybeden tıp fakültesine. Sizi empati yapmaya davet ediyorum kıymetli okurlar. Şimdi siz, lise eğitiminizi tam bir cehenneme çevireceksiniz. Tüm lise hayatınızı test robotu olmaya adayacaksınız. Sonuçta tıp fakültesini kazanacaksınız. Ondan sonra şov yeni başlayacak. 6 yıllık zorlu bir eğitim. Kalın kitaplar, ağır teorik ve pratik uygulamalar. Sonuç ? Sonuç mu ?Altı yıl sonunda diploma ile alınan sıfat. Pratisyen doktor !!! Ya sonrası ? Sonrası mı ? Bir yandan mesleğini yapmaya çalışmak. Bunu yaparken karşılaşılan mobbing, Hastalardan ve hasta yakınlarından kaynaklı tehdit, şiddet, darp, hakaret. Moraran gözler, kırılan ya da çıkan uzuvlar, ağır iş yükü, bitmek bilmeyen nöbetler ve tüm bunlar ile birlikte geçilmesi gereken bir sınav; TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı).
Bu sınavı kazanmakla da iş bitmiyor. Seçtiğiniz alana göre mesela dahiliye için en az 4 yıl, beyin cerrahlığı için en az 6 yıl eğitim almanız gerekiyor. Ancak tüm bu ağır stres altında geçen yıllardan sonra uzman doktor sıfatını alabileceksiniz kıymetli okurlar. Burada da bitmeyecek. Tam rahata kavuştum dediğiniz ve sosyal - ekonomik yönden şartlarınızın azıcık ama azıcık iyileştirilmesini istediğinizde birileri size, beğenmiyorsan başka bir ülkeye çekip gidebilirsin. Yerine nasıl olsa çalışacak bir sığınmacı bulunur deyip tüm yıllarınızın emeğini ve çabasını bir anda yok edecek.
Empati kurabildiniz mi tam olarak bilemiyorum ama kıymetli okurlar. Tıp fakülteleri cazibelerini kaybetmelerinde haklı gerekçelere dayanmıyorlar mı ? Sorarım size, şarkıda dediği gibi şimdi size kaybolan yıllarınızı geri verseler ve sizi lise son sınıfa ışınlasalar, tıp fakültesini tercih eder misiniz ?!!!
Saygılarımla ….
YORUMLAR