HAY BİN YAKZAN
İlker BIYIK

İlker BIYIK

İlker BIYIK / Eğitimci

HAY BİN YAKZAN

06 Nisan 2022 - 11:00

Bugün sizlere kırklı yaşlarımda, çok hem de çok geç bir yaşta keşfettiğim ve bu sebeple de büyük üzüntü yaşadığım Hay Bin Yakzan isimli kitabı tanıtmak istiyorum. Umulur ki bu yazıyı okuyan daha erken yaştaki okuyucular için bir tavsiye olur.

Aslında yazım tarihinde Hay Bin Yakzan ismini taşıyan iki farklı kitap var. Birinci kitabın yazarı o hepimizin ismine aşina olduğuİbn-i Sina(D.980 – Ö.1037). İkinci defa aynı isimle yazılan eser ise İbn-i Tufeyl (D.1110 – Ö.1185) tarafından kaleme alınmış.
İbn-i Tufeyl’in bu eseri İbni Sina’nın aynı adlı ve benzer konulu eserinden hareketle yazılmış ve ondaki sırları açıklama ve daha iyi izah etme amacıyla kaleme alınmış bir eserdir.  “Eser günümüzde “adasal” olarak nitelendirilen bir felsefî hikâye olup sosyokültürel şartlandırmalardan uzak bir insanın tek başına bir adada tecrübe ettiği felsefî gelişimi anlatır. Bu özelliği ile İbn-i Tufeyl'in yazmış olduğu  “Hay bin Yakzan”   diğer adıyla  “Esrarü’l-Hikmeti’l-Meşrikiye “  adlı eseri  dünya edebiyatının ilk felsefi romanı olma özelliğini taşır.

Eserin ana karakteri olan uyanık oğlu Hay’ın düşüncelerinin doğum serüveni, ne gariptir ki ,annesi olarak bildiği ceylanın ölümü ile başlar. Böylece Hay,  bizi canlı kılan şeyin ne olduğunu anlamanın peşine düşer. Ateşi farkedip, alet yapmaya başlar. Örtünme duygusu gelişir. Hayat pratiklerini belirli bir düzene sokmayı başaran Hay, sonraki adımda varlığın özüne doğru bir yolculuğa çıkar. İlerleyen bölümlerde insanlar ile karşılaşan uyanık oğlu Hay, insanların kendi istek ve arzularına kapılarak hayatlarını geçirdikleri gerçeği ile yüzleşir. Sonuç olarak uyanık oğlu Hay, kendi adasına ve yalnızlığına geri döner.

Eser gerçekten yaşama ve hayatın anlamına ilişkin çok ciddi mesajlar barındırıyor dostlar. Sakin bir ortamda okumanızı tavsiye ediyorum. Okuma arzunuzu kamçılamak adına da sizler ile eserdeki bazı can alıcı bölümleri paylaşmak istiyorum. Ola ki sizlerde esere karşı okuma şevki sağlamış olurum.
"..bütün amacı mal toplamak, yemek içmek, cinsel isteklerini doyurmak, içindeki kin ve nefreti başkalarını ezerek yatıştırmak, mevki ve makam isteğinde bulunmak, öğretinin buyurduğu yükümlülükleri insanları aldatmak için yerine getirmek gibi aşağılık ve değersiz şeylerden öte gitmeyen insandan daha çok ziyanda olan kimse düşünülebilir mi? "
“Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste…Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!..”
‘’Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun.’’

Saygılarımla,
İlker BIYIK     

Bu yazı 3040 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum