Herkes okuyor. Evet günümüzde toplumdaki pek çok kişi üniversitede okuyor. Yoksa okuyormuş gibi mi yapıyoruz ?!
Son sınıftaki öğrencilerim ile hasbıhal ettiğimde fark ettiğim durum; lise bitince bir şekilde üniversiteye başlamak. Neredeyse her dört öğrencimden üçü yükseköğrenimi tarif ederken ‘’üniversite hayatını görmek ve yaşamak istiyorum.’’ şeklinde olguya yaklaşıyor. Bu çok acı. ‘’üniversitede okumak istiyorum.’’ İfadesi sadece dörtte bir azınlık tarafından telaffuz ediliyor.
Benim fakülte okuduğum ve yüksek lisans yaptığım dönemde durum böyle değil idi. Benim kuşağım ve benim kuşağımı önceleyen kuşaklar üniversiteye okumak için gittik. Keza üniversite hayatını görmek ve dibine kadar yaşamak için gidilebilecek, her ildeki bizim başımız kel mi üniversiteleri veya her ilçedeki maksat esnaf kalkınsın meslek yüksekokulları henüz icad edilmemişti. Liseyi bitirdim ve güzide ülkemin belli başlı illerinde bulunan köklü, kurumsal yapıya ve güçlü akademik donanıma sahip üniversiteleri arasında tercih yaptım. Üniversite sınav puanım ne ise ona göre tercih ettiğim bir bölümü kazandım, okudum ve mezun olur olmaz da atandım. Durum bu kadar net idi.
Wikipedia verilerine göre yaşadığım ilde onüç üniversite var. Bunlardan sadece ikisi köklü ve güçlü akademik kadrolar barındırıyorlar. https://yokatlas.yok.gov.tr sitesinden incelediğimde gördüğüm durum içler acısı. Öğrenci devşirebilmek için farklı oranlarda burs imkanı şekeri kullanılıyor. Sonuçta okumaya değil de üniversite hayatını görmeye gelen ve hayatlarının en güzel ve verimli dönemini bir hayal uğrunda heba eden gençliğimiz. Genç yerleştirildiği, dikkat edin kazandığı değil, bilmem kaç oranındaki burs şekeri ile okuyormuş gibi yaparken ve üniversite hayatının tüm zevklerini sonuna kadar görüp yaşamaya çabalarken, kim bilir hangi ilde yaşayan ailesi de bu zor şartlarda dişinden tırnağından arttırdığı ile çocuğuna destek olmaya çalışıyor. İlçelerdeki meslek yüksekokullarının durumu daha da acı. Böyle mi olmalı sayın okurlar? Gerçi artık toplum da farkına varıyor. Bunu nereden anlıyoruz. Bahsi geçen fakülte ve meslek yüksek okullarından pek çoğu tercih edilmiyor ve kapanmanın eşiğindeler.
Toplumun itici dinamiğini beyaz yakalılar değil, kaliteli ara elemanlar oluşturur. Gençliğimizi istikbalde kendisine hiçbir şey vermeyecek olan boş bir üniversite hayali ile avutmak yerine ortaöğrenim sonrası meslek eğitimine yönlendirmek en doğrusu olmaz mı ? Hepimizin başında. Evimizde bir tadilat yapılacağı zaman işinin hakkını verebilecek usta bulmakta zorlanıyoruz. Lafta her usta çok iyi iş yaptığını ballandıra ballandıra söylerken ortaya koyduğu işin ustalık ile alakası olmuyor bile. Bu gidişle çok yakında su tesisatımızı ehil bir biçimde onaracak, elektrik tesisatımızı hakkı ile tadil edecek ustalar bulamayacağız. Çünkü alttan yetişen gençler yok. Gençlik boş bir üniversite hayali ile belirsizliklere gebe bir atinin peşinde hayatlarını mahvetmekle meşgul.
Saygılarımla, 20Nisan 2022
İlker BIYIK
YORUMLAR