Schindler'in Listesi
İlker BIYIK

İlker BIYIK

İlker BIYIK / Eğitimci

Schindler'in Listesi

08 Haziran 2022 - 02:04 - Güncelleme: 16 Haziran 2022 - 22:26

Merhaba sevgili dostlar. Geçen gece boş bir vakit ayarlayıp bir film izleyeyim, biraz kafam dağılsın dedim. Onu mu bunu mu izlesem derken 1993 yapımı bir  Steven Spielberg yani Hollywood yapımı film olan Schindler'in Listesi (Schindler's List) filminde karar kıldım. 
Konu genel olarak  II. Dünya Savaşı sırasında Naziler'in uygulamış olduğu soykırımdan binin üzerinde Polonya Yahudisinin kurtarılmasında rolü olan Oskar Schindler'i ve bu kurtarmayı işliyor ballandıra ballandıra. Mutlaka izleyenleriniz vardır. 
Film ilerledikçe bu işte bir gariplik var demeye başladım. Hani okumamış, aydınlanmamış bir fert olsam, diyeceğim ki ‘’Vay be Oskar Schindler ne büyük adam!’’ Ama kıymetli okurlar asıl Schindler bir Türktür. Amenna Oskar Schindler de savaş şartlarında elinden geleni yapmıştır fakat, filme konu aranıyorsa yanlış şahıs üzerinden gidilmiştir diye düşündüm. 
Benim araştırıp, bizzat torunu Emir Kıvırcık tarafından kaleme alınmış olan 2007 basımı Büyükelçi kitabında okuduğum bu büyük Türk kimdir? Çanakkale Savaşları sonrasında Alman genelkurmayı tüm Türk subaylarına ikinci derece demir haç madalyası verir iken, Mustafa Kemal ile birlikte birinci derece demir salib alan Behiç Erkin!!!
 Eminim buradaki satırları okuyan siz kıymetli okurlardan hiç olmaz ise azıcık bir bölümü okuma sonrası araştırma faslına geçip Behiç Erkin denilen müstesna şahsiyetin hayatını inceleyecek. Ben burada sadece izlediğim Schindler'in Listesi filmine istinaden Behiç Erkin’in Paris büyükelçisi olduğu dönem hakkında bilgiler paylaşacağım;
1939’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Avrupa’daki karışıklığı göz önüne alarak kendisine Almanya ya da Fransa’ya büyükelçilik teklifi sundu. Fransa'yı tercih eden Erkin'in Paris'te göreve başladığı 31 Ağustos 1939 tarihinin ertesi günü Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesiyle II. Dünya Savaşı başladı. Birkaç ay sonra görevli bulunduğu Fransa da Nazi işgaline uğradı; Yahudilerin işlerinden çıkartıldıkları, paralarına el konulduğu ve toplama kamplarına sevk edildiği günlerde Behiç Bey, Almanların bir yabancıya çok ender verdikleri 1. dereceden Demir Haç madalyasının gücünü kullanarak pek çok hayat kurtarmayı başardı.  
"Bu kanunları Türk Yahudilerine tatbik edemezsiniz. Çünkü benim ülkemde din, dil ırk ayrımı yoktur. Benim vatandaşlarımın belirli bir kısmına belirli zorunluluklar dayatmak bizim kanunlarımıza aykırıdır” diyerek Naziler'e direnen Behiç Erkin, mesai arkadaşları ile birlikte kendi hayatlarını tehlikeye atarak 20.000'e yakın Türk ve Türk olmayan Yahudi'ye Türk pasaportu vermiş ve hayatlarını kurtarmıştır.  Ayrıca pek çok Yahudi için, Bu ev/işyeri bir Türk'e aittir şeklinde belge hazırlatarak toplama kamplarına gitmekten kurtarmış, gönderilenler ise elçilik ve konsolosluğun insanüstü çabalarıyla bir süre sonra tek tek bu kamplardan geri alınmıştır. Yahudi asıllı Fransa eski Başbakanı Léon Blum bile Naziler tarafından toplama kampına atılan oğlu için Behiç Bey'e başvuracak ve Behiç Bey bir Fransa Başbakanı'na bile yardım eli uzatacaktır ve Léon Blum'un oğlunu, arkadaşları ile beraber temerküz kampından kurtarılmasını sağlayacaktır. Fransa eski Başbakanı Léon Blum'un Behiç Bey'e teşekkür mektubunun orijinali, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi içindeki İnkılap Tarihi Müzesi'nde saklanmaktadır. Ayrıca Behiç Erkin’in yardım ettiği insanların toplanarak bütün içtenlikleri ile 1942 senesinde yazdıkları ve bütün aileye “hayır duası” ettikleri mektubun orijinali 1958 senesinde Behiç Erkin tarafından İnkılap Tarihi Enstitüsü Müzesi'ne bağışlanmıştır.
6.000.000 Yahudi soykırıma uğramak üzere bilmedikleri bir istikamette raylar üzerinde trenlerle Auschwitz'e doğru yol alırken, Behiç Erkin üzerlerine ay-yıldız astırttığı, "Büyükelçi'nin vagonları" diye anılan trenlere bindirdiği 20.000'e yakın Yahudi'yi aynı rayların ters istikametinde, hem de Almanya toprakları üzerinden yaşama, yani Türkiye'ye göndermeyi başarmıştı.
Behiç Erkin'in insanlık adına Yahudilere yaptığı yardımların haberi Atlantik'in öbür yakasındaki Amerika'ya dahi ulaşmıştı: 17 Haziran 1943 tarihinde Washington Post gazetesinin başlıklarından biri şöyleydi: "Büyükelçi'nin suçlandığı aktivitelere kuvvetli Nazi engellemesi".
1943 yılında emekli olan 31 Temmuz 1943 tarihinde devlet memuriyetine ve diplomasi hayatına veda eden Behiç Erkin’e Fransa’dan ayrılmadan önce 23 Temmuz 1943’te bizzat Fransa Devlet Başkanı Mareşal Petain tarafından Légion d'honneur nişanı verilmiştir. 
Behiç Erkin'in ve Büyükelçiliğini yaptığı ekibinin II. Dünya Savaşı esnasında Fransa'da binlerce Yahudiyi, kendi yaşamını bile tehlikeye atarak kurtardığı, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından da şu açıklamalar ile ilan edilmiştir:
“ NO:16 - 27 Ocak 2007, 27 Ocak Yahudi 
Soykırımını Anma Günü hk.
II. Dünya Savaşı sırasında Soykırımdan
 kaçan Yahudilere ülkemizce sağlanan
 yardımların birçok örneği bulunmaktadır. 
Savaş sırasında Selahattin Ülkümen, 
Necdet Kent, Namık Kemal Yolga ve Behiç
 Erkin gibi diplomatlarımız görev yaptıkları,
 sırasıyla, Rodos, Marsilya ve Paris gibi
 şehirlerde işgal güçlerinin Yahudi kökenli
 Türk vatandaşlarını ölüm kamplarına
 göndermelerini kendi yaşamlarını da
 tehlikeye atarak engellemişlerdir. Türkiye
 Cumhuriyeti vatandaşı olmayan binlerce
 Yahudi'ye de, keza, yardımcı olunmuştur. „

“ Paris Büyükelçiliği Web Sitesi, Paris
 Büyükelçiliği tarihinde önemli olaylar 
Bölümü Vichy döneminde Fransa’da görev
 yapan, aralarında Büyükelçi Behiç Erkin,
 Paris Başkonsolosu Namık Yolga, Marsilya
 Başkonsolosluğu Konsolos Yardımcısı 
Necdet Kent’in de bulunduğu Türk 
diplomatları, adlarına Türk pasaportu 
düzenledikleri binlerce Yahudinin Nazi 
takibatından kurtulmalarını sağlamıştır.

İşte böyle sayın okurlar. Bu milletin yakın
-uzak tarihinde gerek millet için, gerek 
devlet için ve gerekse insanlık için nice 
büyük işler başarmış sayısız kahraman var
 ama bizler Hollywood yapımı bol şişirmeli
 filmleri izleyip ve evlatlarımıza izletip ‘’Vay
 be adamlar neler yapmış !!!’’ demeye
 devam edelim. Okumayalım, 
aydınlanmayalım ve aydınlatmayalım. 
İnandığımızı iddia ettiğimiz kutsal kitabın 
ilk ayeti OKU iken bile.

Saygılarımla.
İlker BIYIK

 

Bu yazı 5336 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum