Merhaba kıymetli okurlar.
Geçen akşam tv karşısında elde kumanda kanalları gezer iken
İlber Hoca’nın konuk edildiği bir söyleşiyi en başından yakalayıp izleme fırsatı buldum. Çocuğun eğitimi üzerine konuştu Hoca. Kendi zamanında Ankara’ da ehil piyano öğretmeni bulunamamasından, ailenin yapması gerekenin öncelikle çocuğunun yeteneğini anlamaya çalışmak olması gerektiğinde, aklı başında olan bir toprak burjuvasının üzerine güneş doğurmadan işçileri ile birlikte sabah ayakta bulunması gerektiği gibi konulardan söz açtı.
Mevlana’ ya atfedilen ‘’Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.’’ Sözünü haklı çıkarırcasına, yukarıda zikrettiğim programı izleyen İlker Hoca, bir umman olan İlbey beyin tüm söylediklerinden ala ala kendi payına, programın son anında zikredilen son cümleyi alabildi. Ne demişti İlber Hoca o sözünde ?! ‘’Bir toplumun büyük adamları arasında muslukçular da vardır.’’
Belki de eğitimin içinde olduğum için, belki de hayata atılmanın hemen arifesinde bulunan lise son sınıfları temaşa ve tecrübe ettiğim için, belki de nasibim sadece o söz olacağı için. Kim bilir.
Gelelim bana göre çok şey ifade eden o büyük söze. ‘’Bir toplumun büyük adamları arasında muslukçular da vardır!!!’’ Geçen hafta veli toplantısı yapıldı okulda. Çok gelen olmadı ya hani, gelenlerin genel düşüncesi öğrencileri aliyyül ala. Hepsi Odtü, Hacetepe; Yıldız Teknik, Bilkent üniversitelerine gidecek. Haziran da sınava girip eylül ayında o güzide okullarda eğitim almaya başlayacaklar.
Geçmiş yıllardaki tecrübelerden birkaç örnek vereyim, siz değerlendirin. Adam, pardon öğrenci evdeki kocası vefat etmiş, kıt kanaat evi çekip çevirmeye çalışan annesine diyor ki ‘’anneciğim ben mezun oluyorum ya mezuniyet için arkadaşlar ile biryerlere gideceğiz’’ ne yapsın kadın. Git diyor. Beyimiz gidiyor yiyor, içiyor. Üzerinden birkaç hafta geçince annesine diyor ki ‘’anneciğim ben çok yoğunum. Benim okuldan diplomamı alabilir misin ?’’ ne yapsın kadın. Diploma almaya okula geliyor, 12. sınıflardan sorumlu müdür yardımcısı hanımın odasına gidip, diploma almak için geldiğini söylüyor ve ŞOK. Müdür yardımcısı diyor ki ‘’Sorumlu olduğu dersleri bulunduğu için öğrenciniz diploma almaya hak kazanamadı. Eylül ayında yapılacak olan sorumluluk sınavlarında başarılı olması halinde diploması düzenlenecektir!!!’’
Neyse ki o öğrenci ite kaka, az bir gayret ve çok bir himmet ile diploma denilen o kağıdı eylül ayındaki sorumluluk sınavları sonrası güç bela alabildi. Annesine yaşattığı sıkıntı yanına kar kalarak. Utandı mı?! Sanmam. Ne malum dersen duydum ki sırf toplu taşım indiriminden faydalanıp bu milletin sırtına az biraz daha yük olup asalaklığa devam edebilmek için açık üniversiteye kayıt olmuş. Ona buna yalvarıp bilgisayar başında kendi sınavlarını çözdürürmüş. Bu durum şu an bu satırları okuyan pek çok okuyucuya yabancı gelmeyecek zannındayım. Sizlerin de etrafınızda bu tür toplu taşım menfaatkarları var. Belki de siz, bizzat kendiniz !!!
Lafı uzattık biraz. Okullarda bu türden örnek olaylar o kadar fazla ki. Yeri ve zamanı geldikçe anlatırım yine. Biz dönelim İlber Bey’ in sözüne. ‘’Bir toplumun büyük adamları arasında muslukçular da vardır.’’ Evet kıymetli okurlar. Sistem o hale getirdi, yukarıda anlattığım genci. Herkeste bir okuma sevdası. Sonu var mı yok mu önemli değil. Okuyormuş gibi yapalım da varsın yansın en güzel yıllarımız boşlukta amaçsızca. Halbuki o genç gibiler temel dilbilgisi ve aritmetik işlem hakimiyeti kazanacakları 5 yıllık bir ilköğretimin ardından doğrudan bir ustanın gözetim, himaye ve tecrübesi altında eğitimlerini sıra başında değil de tezgah başında sürdürseler çok daha büyük işler yapmış olurlar bu büyük millet için. Büyük adam beyaz yakalı olmakla olunmaz kıymetli okurlar. Büyük adamlık aldığın her kuruşun hakkını her ne yapıyorsan onu en iyi şekilde yaparak olunur. Askeri birliklerde kocaman puntolar ile yazar ya ‘’Vatanını en çok seven vazifesini en iyi yapandır!!!’’
Erzincan demiryolu yapımı sırasında çetin coğrafi şartlar inşaatı planlanan sürenin bir hayli gerisinde bırakıyor. Mühendisinden işçisine kadar herkesin morali bozuk. Dağlar çok sarp ve kaya yapısı çok sert. Çalışanlardaki, planlamanın gerisinde kalmaktan kaynaklı moral bozukluğu Atatürk’ e arz ediliyor. Verdiği cevap bir büyük adamdan diğer başka büyük adamlara gönderilen bir selam niteliğinde.’’Hergün yedikleri ekmek kadarki bir kayayı dağlardan sökebiliyorlar ise morallerini yüksek tutsunlar ve işlerine devam etsinler!!!’’
Bir toplumun büyük adamları arasında muslukçular da vardır !!! Muslukçusu, elektirikçisi, manavı, simitçisi, klimacısı, berberi, ve dahi adını anamadığım tüm fertleri ile bir devdir bu yüce millet.
Büyük şairin dediği gibi ‘’onlar toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar !!!’’ Selam olsun tüm o büyük adamlara.
Saygılarımla,
İlker BIYIK
YORUMLAR