SAHTE SMS VURGUNU
İsa ALTUN

İsa ALTUN

İsa ALTUN / Narkotik Uzmanı

SAHTE SMS VURGUNU

14 Mart 2018 - 20:39

SAHTE SMS VURGUNU

Bilişim sistemleri geliştikçe, suç unsurlarında hem çeşitlilik hem de artış gözlemleniyor. Vatandaşlara, internet, telefon, elektrik, elektronik cihaz, borcu varmış gibi gönderilen SMS’ler yoluyla suistimal ve istismarlarda büyük artış var. Son günlerde bazı vurguncular sahte SMS’ler göndererek, hiç borcu olmayan insanlara bile borç çıkartıyorlar. Okuyucumuz kendisine gönderilen SMS ile bir GSM şirketine sanki borcu varmış gibi gösteriliyor. Oysa hayatının hiçbir döneminde ne o şirketten bir telefon hattı almış, ne de borcu var. Nitekim e devletten giriş yaptığında adına herhangi bir borç çıkmıyor. Bazı dolandırıcılar telefon ve SMS yoluyla tüketiciyi, vatandaşı rahatsız ediyor. ‘Ne koparsam kardır’ düşüncesi ile gönderilen SMS ile iban numaraları ekleniyor. Hedefteki insanı da eve ya da işyerine haciz tehdidi ile tüketici korkutuluyor ve alacak varmış gibi tahsil edilmek isteniyor. Tüketicilerin, vatandaşların yaptığı itiraz ya da yaptıkları izahatlar kabul edilmeyerek, sadece alacağın tahsili için çaba gösteriyorlar. Kurdukları telefon sistemi ile tahsil bürosu gibi çalışıyorlar. Çoğu zaman da avukat adı kullanarak tahsilât bürosu kuranlar hukuka aykırı şekilde vatandaşların huzur ve sükûnunu ihlal ediyor. Bu tip SMS’lere maruz kalan vatandaşlar önce e devlet projesine girip adına herhangi bir borç olup olmadığını kontrol ettirmelidir. Eğer icra müdürlüğünden gelen bir tebligat varsa ve öyle bir borcu yok ise 7 gün içinde de itiraz edebilirler. Süre çok önemli.7 günü aştığı takdirde borcu kabul etmiş sayılır.

 ÇOCUKLARA DİKKAT

11 yaşındaki oğlunun sürekli internet başında oyun oynamasından dolayı oldukça rahatsız olan Anne bu konuda bir mektup yazmış ve ne yapması gerektiğini soruyor.  Ergenlik öncesi dönem olarak da isimlendirilen bu dönemde çocuklar her şeyi bilmek istediklerinden sürekli olarak araştırma ve inceleme içerisindedir. İnternetin sunduğu imkânların ve yeniliklerin farkında oldukları için, bu imkânları sonuna kadar kullanmak isterler. Yani bu dönemde çocuklarda çok hızlı değişimler yaşanmaktadır. Eğer bu değişim diğer alanlarda olduğu gibi İnternet ortamında da iyiye, güzele ve doğruya kanalize edilirse, çocukların zihinsel gelişimine faydalı olacaktır. Aksi takdirde, çocukların internette pornografi, suç örgütlerinin faaliyetleri gibi olumsuzluklarla karşılaşması mümkündür. 10-13 yaş grubu çocuklarda anne ve babaya bağımlılık devam etmekle birlikte olabildiğince bağımsız hareket etme isteği de görülmektedir. Bu yaş dönemi çocuklar için; Bilgisayar karşısında geçirilecek zaman iki ya da üç saati geçmemelidir. Her ne kadar gelişen mobil teknolojiler ile zor olsa da, bilgisayar, ailenin ortak kullanım alanına konulmalıdır. Her ne kadar bu yaş grubu çocukları yavaş yavaş kendi özgürlüklerini ilan etmeye başladıklarından interneti odalarına almak için direnseler de bu konuda taviz verilmemelidir. Çocuklar internette gezinmek için, çocuklara özel olarak hazırlanmış (Google Safe Search for Kids gibi) ya da ebeveyn denetimi olan arama motorlarını kullanmalıdır. Anne ve babalar, bu yaş dönemi çocuklarına İnternet iletişim araçlarını (e-posta, mesaj panoları ve forumlar gibi) kullanırken, kendilerine ve ailelerine ait bilgileri vermemeleri hususunu öğretmelidir. Ayrıca, bu yaş dönemi çocuklar için kendileri adına, ebeveynlerin dilediklerinde kontrol edebilmeleri şartıyla, e-posta hesabı açılabilir. Açılan e-posta hesabında istenmeyen kötü içeriklere karşı e-posta filtresi etkin olmalıdır. Anne ve babalar, bu yaş grubu çocuklarına kendilerinin izni olmadan herhangi bir dosyayı (müzik dosyası, bilgisayar oyunu, resim gibi) internetten indirmesinin doğru olmadığını öğretmelidir. Anne ve babalar, bu yaş grubundaki çocuklarını, internet ortamında da gerçek dünyada olduğu gibi ahlaki davranışlara uyması gerektiği konusunda bilgilendirmeli, interneti başkalarına zarar verici bir araç olarak kullanmaması konusunda eğitmelidir.

 Aileler çocuklarını, çevrimiçi ortamda kendilerini rahatsız ya da tehdit altında hissettiren bir şey ya da bir kişi olduğunda kendilerine iletmeleri için teşvik etmelidirler. Böyle bir olayla karşılaşıldığında, aileler sakin olmalı ve çocuklarına bu türden şeyleri kendilerine ilettiklerinde bir sorunla karşılaşmayacaklarını anımsatmalıdırlar. Davranışları takdir edilmeli ve aynı şey yeniden olduğunda yine ailelerine gelmeleri konusunda yüreklendirilmelidir. Aileler, çocuklarının İnternet kullanımı sırasında, evde, arkadaşlarının evinde, okulda veya İnternet kafede karşılaşabilecekleri internet pornografisine karşı sağlıklı cinsellik konusunda konuşmalıdır. Aileler çocuklarının ve arkadaşlarının çevrimiçi aktivitelerinden haberdar olmalı ve çocukları ile onun çevrimiçi arkadaşları ve aktiviteleri hakkında konuşmalıdır. Aileler çocuklarına sosyal ağlara giriş yaşının alt sınırının 13 olduğunu hatırlatmalarına rağmen, 13 yaşından once sosyal ağlara girmek istediklerinde yol gösterici olarak birlikte bir hesap açmalı ve bu ağda uyması gereken kurallar ve arkadaş listesine sadece ailelerinin de tanıdığı kişilerin eklenmesi gerektiğini hatırlatmalıdırlar. Ayrıca çocuğun sosyal ağlarda kullandığı şifresinin bilinmesi ve düzenli aralıklarla kontrol edilmesi önemlidir. Anne ve babalar, çocuklarını çevrimiçi ortamda tanıştıkları kişilerle yüz yüze görüşmelerinin tehlikeli olduğunu hatırlatılmalıdır.  ( KAYNAK: BTK )

 

Bu yazı 1307 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum