Toplumsal felaket: sanal kumar
Gündeme fazlaca gelmese de, hakkında çok da konuşulmasa da birçok ailenin yıkımına neden olan kumar bağımlılığı ruh sağlığı uzmanlarına göre ‘ dürtü bozukluğu’ olarak görülse de bütün bağımlılıkların içinde, bireysel ve toplumsal açıdan en zarar verici olan bağımlılık olarak görülmektedir.
Bireyi sadece tembelliğe sürüklemekle kalmayıp, sadece bir insanın en değerli zamanını israf etmesi olarak görülmemelidir. Toplumsal barışı ve esenliği de tehlikeye düşürerek haksız kazanca yol açmakta, nefret ve kini de tetiklemektedir.
Kısacası toplumsal kanayan bir yara ve felakettir. Asırlar boyunca kumar oynayarak kazanan ve sonuçta maddi ve manevi anlamda huzura ve esenliğe ulaşan hiç kimse yoktur. Olmamıştır. Çünkü kumarda kazansa dahi daha çok paraya ulaşmak adına elindekinin kat be katını kumara yatırdığı için asla kazanç sağlayamaz.
Para ya da mal karşılığı oynanan nasıl sonuçlanacağı bilinmeyen, ihtimallere göre oynanan kumar sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olmaya devam etmektedir. Kumar belasına karşı toplumun tüm kesimlerine büyük görevler düşmektedir.
Sanal kumar bağımlılığı ve tehlikelerine ilişkin olarak Yeşilay bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer veriliyor: ‘ Bağımlılıklar, bilhassa endüstrileşmenin de bir sonucu olarak toplumları istila ederek ve zamanla etkisini artırarak çağımızın en önemli ve yaygın sorunları arasında yerini almıştır. Bu tehlikeyi önlemek için devlet politikaları, sivil toplum kuruluşları, özel kuruluşlar kapsamında dünya genelinde ciddi çalışmalar yapıldığı bir gerçektir.
Davranışsal bağımlılık kapsamında yer alan kumar, şans ve bahis oyunları da bir tür alışkanlık, eğlence veya vakit geçirme etkinliği olarak lanse edilmekte, bireysel, ailesel, toplumsal, ekonomik ve sağlık sorunlarına neden olarak uluslararası sözleşmeler tarafından da korunan yaşam hakkını ihlal etmektedir.
Ülkemizde şans, bahis, piyango gibi oyunların devletin denetim ve gözetiminde yapılmasına izin verilmektedir. Bu tür izinler; bir halk sağlığı açısından bakıldığında her ne kadar ülke ekonomisine katkısı varmış gibi söz edilerek, riskli oyun ve davranışların normalleşmesine ve erişiminin kolaylaşmasına ve toplumsal maliyetlerin artmasına sebep olmaktadır.
Bu açıdan Yeşilay; kumar, şans ve bahis oyunları ile ilgili tüm seviyelerde erişiminin ve kullanımının serbestleşmesinin bağımlılık sorununu daha da derinleştireceğini, kumar endüstrisinin insanlığa verdiği toplam zararı dikkate alarak, kumar ve ilişkili oyunların insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu savunmaktadır.
Bir diğer önemli husus ise; legal reklamlar ve illegal sitelerdeki reklamlar sayesinde şans/bahis oyunlarının, daha görünür olmasıyla birlikte pek çok kişinin aşırı düzeyde ve sosyoekonomik seviyesiyle orantısız bir şekilde oynamasını kolaylaştırarak birçok toplumsal zarara yol açmaktadır. “Kişi ve örgütler” tarafından internet ortamında hukuki denetimden yoksun bir şekilde oynanan bu oyunların, aynı zamanda yaş sınırının da olmaması çocuk ve gençler açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir.
“İnternet ortamında illegal olarak oynanan şans/bahis oyunlarının, legal olarak oynanan şans/bahis oyunlarından daha az zararlı olduğu” yönündeki ifadeler, legal oynanan oyunların masumlaştırılması ve bu yolla legal oyunlara teşvikin artırılması, yaygınlaştırılması da birey, aile ve toplum üzerinde aynı zararlara yol açtığı/açacağı aşikârdır.
Legal oyunların devlet kontrolü altında olması, kumar bağımlılığına giden bu yolu masumlaştıramaz ve bu durum kabul edilemezdir. Ayrıca, şans ve bahis oyunları denilerek kumarın üstünün örtülmesi ya da kılıf olarak kullanılması da, bu oyunların “resmi ya da gayri resmi” hiç bir şekilde kumar olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.
Yeşilay; Anayasanın 58. Maddesine dayanarak tüm sanal ve gerçek kumar oyunlarının hukuki altyapısının gözden geçirilmesi ve denetimlerin artırılması gerektiğini,
İllegal, legal ayırt etmeksizin kumar, şans, bahis oyunlarının bir halk sağlığı yaklaşımıyla ele alınması ve buna göre önlemlerin oluşturulması gerektiğini,
Kumar bağımlılığı önleme politikalarının bilimsel metotlara uygun, kanıta dayalı ve bilimsel verilerle desteklenen uluslararası standartlar doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini,
Kumar endüstrisinin yaptırımlarının devlet tarafından kontrol altına alınmasını, yasadışı yollarla ve reşit olmayanların kumar oynamasına izin veren kanunlardaki boşlukların aktif bir şekilde araştırılması ve kapatılmasını gerektiği,
Kumar bağımlılığının, bireyin maruz kaldığı çok yönlü psikolojik, psikiyatrik ve sosyo-ekonomik süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıktığı gerçeğinden hareketle buna karşı oluşturulacak stratejilerin saptama, erken müdahale, tedavi, rehabilitasyon ve sosyal entegrasyonu içeren bütüncül yaklaşımlarla belirlenmesi gerektiğini savunur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. ‘
YORUMLAR