15 Temmuz gecesi, Kayseri Merkez Komutanlığı'nda, Askeri İnzibat olarak görev yapıyordum. Saat gece 01:20 civarlarında arkadaşım beni uyandırarak tam teçhizat silahımı kuşanmamı ve komutanımın beni çağırdığını söyledi. Bunun üzerine hızlı bir şekilde silahhaneye inerek, bana ait olan (MP5) Hafif Makinalı Silah'ımı alarak Çelik Yeleğimi giyinip dışarıya çıktım. Komutanımın yanına varana kadar dışarıda, Sela sesleri, uzaktan gelen Uçak sesleri, 12.nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı yakınlarından gelen çatışma, silah sesleri ve sürekli bağırıp çağıran insan sesleri ve araç korna sesleri duyuyordum, kafamda soru işaretleri oluştu ama o telaşla hiç birine anlam verememiştim. Kapıya vardığımda Tabur Komutanım ile birlikte Kd. Başçavuş Komutanımın silahlı bir şekilde asker arkadaşlarımla birlikte kapı önünde tek sıra vaziyet aldıklarını gördüm. Komutanımın emri üzerine bende yerimi aldım, kapımızın önünde 3 tane Polis aracı ve 10 kişi civarında Polis Memuru'nun bizi korumak ve kollamak için birlik önünde bariyer oluşturduklarını ve dışarıda bulunan kalabalığın içeriye girişine engel olduklarına şahit oldum. Bazı Darbe sözleri duymaya başladım ve Darbe olduğuna şahit oldum, bir yanım endişeli bir şekilde korku içerisindeyken, bir yanım cesur ve kararlı bir şekilde görevimi yapmamı sağladı. O gece sabaha kadar hiç kimse yerinden ayrılmamıştı, çeşit çeşit insan vardı, dışarıdan çok taş atanlar, Allah belanızı versin diyenler ve küfür edenlerde olmuştu, alkış sesleri ile 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ve 'En Büyük Asker Bizim Asker' tezahüratları edenlerde olmuştu. Sabah'a karşı herkes nöbetini devretmişti diğer arkadaşlara, komutanlarımız bile istirahate çekilmişti, diğer bütün komutanlarımız ve Merkez Komutanımız birliğe gelmişti. Kendi rızamla Öğlen saat 12:30'a kadar nöbetimi tutmuştum hem uykusuz hem acıkmıştım. Başçavuş komutanım yanıma vararak, 'sen hala nöbettemisin oğlum' diyerek ayrılmamı istedi, kalmak istememi söylememe rağmen emri üzerine nöbetimi arkadaşıma devredip yemekhaneye gittim, yemeğimi yedikten sonra uyumak için yatakhaneye gidip üstümü değiştim. Yarım saat içerisinde bir arkadaşım yanıma gelip Hava Savunma Albay olan Merkez Komutanımızın beni çağırdığını iletti, tekrar üzerimi giyinip tam teçhizat kuşandıktan sonra bahçeye çıktım. Dışarıda Emniyet'te ait Terörle Mücadele ekiplerinden oluşan yarısı sivil kıyafetli yaklaşık 17 araba saydım, endişelenerek komutanımın yanına vardım, birliğimizde bulunann Kurmay Başkanı'nın talimatları üzerine bir kısmı Askeri İnzibat'lardan bir kısmı Uzman Çavuş'lardan oluşan yaklaşık 4 Transit araç ile ekip oluşarak emniyet personeli diğer ekiplerle hep birlikte 12.nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı'na intikal ettik. Hava Ulaştırma Üssü'nde çatışmalar olduğunu kapıda nöbet tutan çok sayıda Asker'in vurulduğunu ve bir çok Uzman Çavuş'un yaralı olduğu bilgisini komutanımız bizlerle paylaştı, dikkatli olmamızı ve tutuklamalar gerçekleştiriceğimizin bilgisini paylaşmıştı. Koliler içerisinde yüzlerce kelepçe vardı araçlarımızda, Polislerin getirip bize teslim edeceği her askeri kelepçeliyerek nezaketli ve saygılı bir şekilde 'Komutanım' diyerek kelepçelememizi emretmişlerdi. O gün çok uykusuzdum ve akşam hava kararıncaya kadar rütbeli askerler kelepçeleyip, önce hastaneye götürüp ordan İl Emniyet Müdürlüğü binasına götürüyorduk. Yüzlerce belki binlerce, Yarbay, Binbaşı, Yüzbaşı, Teğmen ve Astsubay'lara kelepçe takarak sürekli araçlarla Emniyet'te gidiyorduk. Bunun gibi nice kötü anılarımı hatırlıyorum, nezaman uyuduğumu ne zaman dinlediğimi, içinde bulunduğumuz o korku ve endişeyi nasıl attığımızı hiç hatırlamıyorum. Rabbim böyle karanlık bir zamanın tekrarını göstermesin.
O geceden önceki gecede uykusuz kalmıştım, gece geç uyur uyumaz hemen saat 01:20 sıralarında uyandırılıp, öğleye kadar nöbet tutup, öğleden sonra ekiplerle yola çıkıp, tekrar geceleyerek yaklaşık 30, 35 saat kesintisiz görev yapmıştım, yaklaşık 2 hafta kadar'da bu şekilde düzensiz uykularla geçirmiştik, bunlar bizim için bir şeref. Allah, bu dünyada bize Darbe gibi karanlık bir gecede mücadele etmeyi nasip etti.
Bu düşüncelerle, Ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için canlarını çekinmeden feda eden tüm Aziz Şehitlerimize Allah’tan rahmet, Gazilerimize sağlık ve hayırlı ömürler diliyor, demokrasisine, istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıkarak 15 Temmuz Destanını yazan Kahraman Milletimize saygı, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.
YORUMLAR