-1980 öncesi Türkiye Komünist dolu idi. Ellerine Kurtarılmış bölgeler geçirmişlerdi. Lenine, Maoya övgüler yağdırıyorlardı. Onların posterlerini taşıyorlardı. PKK gibi, hem vatanseverleri öldürüyorlardı, hem demokrasiyi savunuyorlardı. Eli silahlı insan, demokrat olur mu? Hem komünist, hem demokrat nasıl olunuyorsa? Rusyanın yayılmacılığının önünü açmak için, vatansever ülkücüleri hep şehit ettiler ve bir de Amerikancılık, faşistlik damgası vurdular. Ülkücüler de komünistleri öldürdüler diyeceksiniz. Şu ince noktaya dikkat etmek gerekir; Ülkücüler evsahibi oldukları için, hep savunmada kaldılar, komünistlerin çoğu Türk olmadıkları için hep saldırıda idiler. Yani özbe öz Türk olan Ülkücüler hep nefsi müdafada bulundular. Haliyle gelip suçsuz yere ülkücünün kardeşini öldürürsen, o noktada intikam almak duygusu devreye girer. Önemli olan kimin bu savaşı başlatmış olmasıdır. Bu savaşı ilk Komünistler başlattı. 1980 sonrası anlaşıldı ki, ülkücüler haklı imiş, Türkiyeyi bir Afganistan olmaktan kurtarmışlar meğer. Afganistanda, komünist partisi halkı inandırıp komünist devrim yapınca, Afgan komünistleri hiç zaman kaybetmeden Rus ordusunu Afganistana davet ettiler. Rus ordusu, Afgan mücahitlerine karşı 100 bin askerini telef edince, baktı ki, 100 bin askeri daha ölecek, Afganistandan çekilmek zorunda kaldı. İşte Türküm diyemeyen, Türkiyeliyiz diyen ve Türkiye demek yerine Anadolu diyen bu yerli devşirme dölü komünistler, eğer komünist devrimini gerçekleştirmiş olsalardı, Rusyayı Türkiyeye davet edeceklerdi. Afganlar geç farketti, ülkücüler erken farkettiler bu tehlikeyi... Ve canları pahasına ülkesini savundular, 5000 şehit verdiler, bir o kadar dul ve yetim kaldı geride... 9 arkadaşımız idam edildi. Ancak vatan da bir komünist darbeden kurtulmuştu.
-Sonra Kenan Evren, vatan hainleri ile vatansever Ülkücüleri aynı cezaevine ve aynı koğuşa koydu ki, biribirlerini şişlesinler... Öyle de oldu. Kaçtane ülkücü cezaevinde şişlenerek şehit oldular. Hüseyin ve Veli Can Oduncu kardeşlerimiz şişlenerek şehit oldular.
-1980 sonrası, Kenan Evren, 51 elçimizi şehit eden Ermeni Asala örgütünü Avrupada temizlemek için cezaevindeki solculara teklif götürdü, Ermenilerle savaşmayı kabul etmediler. Bu da solcular için bir untanç sayfası olarak tarihe mal oldu. Sonra Ülkücü Abdullah Çatlıya bu teklif götürüldü, tereddüt etmeden kabul etti ve ekibini kurdu, Avrupayı Asalaya dar etti. Saklanacak delik aradılar. Bir daha elçilerimizi şehit edemediler. Çünkü biliyorlardı ki, ülkücüler misliyle intikamını alacaklardı. Ülkücülerin korkusundan bir daha Elçilerimize dokunamadılar. Sonra Çatlı Türkiyeye dönünce, onun başarısını çekmeyen komünistler ve basınları, iftira kampanyaları başlattılar. Çatlı için mafya demeye başladılar. Oral Çelik i, Türkyeye geldiği gün tutuklattılar. Oral çelik, devlet her oprasyon için bize 10 bin dolar masraf vereceğini söz verdiği halde, biz Asalaya karşı 12 operasyon yaptık, devlet 2 operasyonun masrafını karşıladı. Devlet bize 10 operasyon daha borçludur deyince serbest bırakıldı. Solcular olsaydı, devlet masrafımızı vermiyor diyerek, operasyonu yarıda bırakıp kaçarlardı. Bugün Çatlı ve arkadaşlarının heykellerinin dikilmesi gerekirken, komünist ve amerikancı basının karalama kampanyaları sayesinde vatan haini gibi göstermeye çalıştılar. Allah doğrudan yanadır. Birgün heykellerinin dikileceğine inanıyorum.
Peki, Şimdi Bu Komünistler Nereye Saklanmışlar?
Türkiyede villalarda yaşıyorlar. Yani proleteryanın(işçilerin) iktidarını savunan züğürtler, parayı bulunca işçi sınıfına ihanet edip sınıf atladılar, kapitalist, burjuva oldular. İşçileri savunduklarına inanmayın. Ağızlarındaki pipoları, çenelerindeki entel sakalları ile villalarında fakirlik edebiyatı yapıyorlar. Kısacası o eski komünistler, kapitalist olarak yaşıyorlar. Meğer birer villa sahibi olmak, kıçlarını rahat bir koltuğa koymak için bağırmış çağırmışlar adeta...
1980 darbesinde Rusya ve Çin bu mao ve lenin hayranı Türkiyeli komünistlere kapılarını açmayınca, o hergün sövdükleri kapitalist, burjuva dedikleri ülkelere sığındılar. Demokrasinin imkanlarından yararlanıp, Ülkesini Avrupaya şikayet ettiler.
-Yıllar sonra Fetocu denen bir örgüt çıktı. Kılıçdaroğlu iktidar olmak için Amerikaya gitti, Feto ile görüşmeyeceğim dediği halde görüşme yaptı. Neler konuşulduğu muamma? Chp nin içindeki ulusal solcular sorguladılar ancak, bilgi alamadılar. 15 temmuz darbesinden sonra kılıçdaroğlunun 4 tane danışmanı fetoculuktan tutuklanıp gün giyince, bu görüşmenin ne kadar verimli geçtiğine dair ipuçları verdi. -Atatürkün, Türkçülüğün Esasları üzerine kurduğu partisini sosyalist enternasyonale üye yaptılar. Sonra sosyalizmin iflası üzerine, sosyalist enternasyonale üye bir partinin genel başkanını Amerikaya yolladılar. Çelişkiye bakın. Adamlar meğer Amerikancı imiş. O Amerikanın 6. filosunu taşlayan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kemiklerinini sızlattılar. Ülkücüleri Amerikancılıkla suçlayan komünistlerin Rusyadan maaş aldıkları ortaya çıktı. Ancak hiçbir ülkücünün Amerikadan maaş aldıkları belgelenemedi. Bizi Amerikancılıkla suçlayan komünistler, Amerikan kotu giyiyorlardı, Amerikan sigarası Marllboro içiyorlardı. Ben halen kot giyemem. Çünkü komünistler bize Amerikancı derler diye giyemem. Şimdi hiçbir marifetleri kalmadı, kalın enselerinden, göbeklerinden ve villalarından başka... Arasıra solculuk yapar görünürler. Artık komünizmi savunamıyorlar, sosyal demokrat diyorlar. Yani sosyal demokrat, Layt komünist demek olmalı galiba. Tatlı su balığı liboş oldular. 68, 78 kuşakları da göçüp giderse, mirasçıları da kalmıyor. Aslında bunları kelaynak misali birecikte koruma altına almak lazım. -Ülkücüler halen fakir. Bir maaşlı iş ellerine geçerse mutlu oluyorlar. Mhp iktidar ortağıdır diyeceksiniz. Zaten mhp nin duyması için bu son cümleyi yazıyorum. Saygılarımla.
Mehmet Demir Atmalı.
YORUMLAR