FENOMENCE……
Müslüm SÖYLER

Müslüm SÖYLER

Müslüm SÖYLER / Radyo ve Televizyon Programcısı / Ampute Futbol Takımı Başkan Yardımcısı

FENOMENCE……

30 Eylül 2024 - 18:17

80’li yıllarda Uzay 1999 adıyla bir bilim kurgu dizisi vardı. Program gün ve saatini dört gözle beklerdik. Kaptan König, Helena ve her türlü değişik kılığa giren Maya aklımızda kalanlar. İşte o dönemlerde ellerindeki silahlar ve saat görünümlü haberleşme araçları teknolojiyi bizlere sevdirmişti. Hele sağlık sorunları olanların bir kabine girip anında tüm sorunları ortadan kalkması mükemmel ötesi gibi geliyordu.

O günün hayali teknolojileri bugünün korkutan teknoloji haline gelmesi belki de bu üretkenliğin kötülerin eline geçmesinden kaynaklanıyordur. Belki de insanoğlunun içinde var olan kötülüğün dışa vurmasında etkin rol oynayan bir çeşit sihirbazlık oyunu gibi bir şey.

Düşünsenize hasat mevsimi köyde güneşin en dik ve yakıcı ışınlarının belirdiği saatlerde insanoğlunun o sıcakta yediğimiz ekmeğin hammaddesini elde etme halini…

Ya da, günün yorgunluğunu keyifle çıkaracağımız o demli çayın önümüze gelme hikayesini…

Bunları hayal ederken hiç çalışmadan teknolojinin nimetlerini kullanarak kendilerini farklı şekillerde topluma servis edenlerin kazandıkları bana hiç de hakkaniyetli gelmiyor. Halbuki iki elinin parmaklarıyla gözlerin ve beynin odaklanıp aynı noktada birleştiği o muazzam sanal aleme harcanan vaktin yarısı insanlığın hizmetinde kullanılsa, bugün hiçbir ülke de ekonomi dibe vurmaz, insanlar gayri safi milli hasılada ezilmiş duruma düşmezdi.

Eskiden kazalar uykusuzluktan meydana geliyordu, bugün ise sosyal medya içerikli bilgisayar teknolojisini avucumuzun içine kadar ulaştıran telefonların araç kullanırken elimizde olmasından meydana geliyor.

Ya genç yaşlarda kendini ispatlamak için olmadık şekle girenler. Bazen de eskiden külhan beyi denilen bir karaktere bürünüp, gerçek hayatta ise bu durumu kabullenmeyenlerin intiharlara sürüklenen halleri.

Tüm bunlar emin olun insanca yaşama duyulmayan saygı, yaşamın kutsallığına verilmeyen değer ve onursuzluğu dahi kıskandıran bu yaşamdan kaynaklanıyor.

Ne zengini zenginliğin hakkını verebiliyor, ne ilim adamı ilminin gerekliliğini ne de din adamları din adına Yaradan’ın emrettiklerini…

Birebir bir kibrin bataklığına düşmüş halde, çırpındıkça kibrin dibine vuruyoruz.

 Müslüm SÖYLER

Bu yazı 3405 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum