İnsan olarak çok değişik bir yapıya sahibiz. Kendimize dahi aynadan hükmeder, aynaya baktığımız manada bakarız. Kendi içimizdeki kirleri görmez çevremizi ‘’kirli, paslı’’ diye anlatmaya kalkarız.
Hani bir kıssadan hisse var ya; kadın, evlerinin hemen karşısına taşınan komşusu için her sabah kocasına seslenerek ‘’bu kadın ne kadar tuhaf bir kadın'' diyor. Kocası ise nedenini soruyor.
‘’Herif görmüyor musun ? perdeleri ne kadar kirli, hiç yıkamadan astı ve hala kir içinde’’ diyor.
Adam sesini çıkarmaz ve gülümser, ertesi gün yine kadın aynı serzenişte bulunur. Derken haftalar geçer ve kadın dudak bükerek; ‘’sonunda temizliği öğrenmiş, bak perdeleri bembeyaz’’ diyerek kocasına seslenir.
Kocası ise; ‘’o perdeler zaten bembeyazmış hanım, ben sabah bizim camları sildim’’ diyerek cevap verir.
İşte, hayat böyle dostlar, insan kendi çöpünü görmezken, komşusunun bir küçük eksiğini gözünde devleştirerek çevresine yansıtmaya kalkışır.
Toplumsal yaşamda hep böyle davranırız. Lakin kimse bu davranış bozukluğunu kendinde aramaz. Her zaman başkaları der geçiştiririz.
Hiçbir şeyden memnun kalmayan biz insanlar, yağmur yağıp ıslanınca ‘’yağmurda kusur buluruz’’. Kış ayında kar ve tipide kalsak ‘’soğuktan dem vururuz’’ Ama asla o mevsimsel duruma göre kendimize çeki düzen vermeyiz. Her daim şikayet ve olumsuzluklarda dışarıda suçlu ya da sorumlu ararız.
Halbuki bizler içimizden gelen doğrular ile hareket etmiş olsak, ne sorun yaşarız, ne de yaşadıklarımız yüzünden hüzün duyarız. Tek yapacağımız içimizdeki sese kulak verip, önce kendimize hükmedebilmektir... Sonrası tüm mevzular içimizde bize yön verecektir.
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimiz "En büyük cihad nefisle yapılan cihattır." Demiyor mu ?
O halde; içimizdeki savaşı kazanmadıkça, dışarıdan zafer beklemek ne kadar doğru...!
Müslüm SÖYLER
YORUMLAR