Anlatmak sözlü ifade ve tepkilerden oluşup, bireyin bunlardan medet umup rahatlama hissine kapılması daanlaşılmanın bir yöntemidir. Günümüz problemlerinde ikili ilişkiler arasında iletişimsizlikte yer almaktadır. Fakat konuşulan ya da verilen tepkiler birbirlerini anlamama ve anlatılanların belli kalıplaşmış düşüncelerce mütemadiyenaynı tepkilerle karşılanması neticesinde bireylerin ilişki zeminlerinde sekteye uğramasına neden oluyor. Anlatmak istenileni uzun süre içinde tutup sonradan ortaya çıkarmaarzusunda bulunmak anlaşıldığını hissetse bile bireyi tatmin etmez. Bunun için doğru zaman, doğru ortam ve doğru kişilerle iletişim kurmamız gerekiyor.
Anlatmak istenilen açıklayıcı ve netse bile karşımızdaki kendine yarayacak şekilde anlıyorsa, bu karşıdaki varlığın tercih ettiği bir yöntemdir. İnsan doğası gereği tüm eylemleri kendine yönelik olmasını ister. Anlaşılmadığını fark eden birey ise derin bir üzüntü yaşar… Fakat yaşanılan üzüntünün doğru veya yanlış olduğunun farkına varmak bireye deneyim olarak hayatta fayda sağlayabilir. Yaşanılan doğru üzüntü insanı güçlendirebilir.
Zamanla ifade edilmeyen duygular, zamanında ifade edilse ikili iletişim bozukluğuna yol açan semptomlar ortadan kalkar. Anlatılmak istenilen sözler düşünce ve merhametten dolayı bazen uygun zamanı beklese bile insanı arzu ettiğinden mahrum bırakabiliyor. İstenilen sonuca ulaşmadıktan sonra artık anlaşılmanın da pek bir anlam ifade etmeyeceğinin farkına varabiliyoruz. Sadece teselli ve ruhani yöntem olan vicdanı rahatlatmak için meramımızı anlatma gayesi içerisinde bulunuyoruz.
Konuşmadan anlaşılır mıyız? Sizi saç telinden ayak tırnağınıza kadar tanıyan hayatınızda birileri varsa neden olmasın. Bu tür insanlara karşı anlatmak ve anlaşılmayı beklemekte ahmakça bir davranış ve zaman kaybı.. (sadece yanlış eylemler sorgulanabilir) Değer verilen ikili ilişkilerde sürekli iletişim halinde olmaktan ziyade karşılıklı birbirlerini iyi tanımak önemli bir unsurdur. Uzun süre sözcükleri har vurup harman savurmak, çok konuşmak verilen değerin ölçütünü biçmeye yeterli değildir. Gösterilen çaba arzu edilen hedefe ulaştıktan sonra temelde var olan kişisel iletişim yöntemlerinin ve bireyin değişimi kaçınılmazdır.
Anlaşılmak için tepki ve çaba göstermeyerek anlatmayı zamana bırakıp bunun sonuncunda akılda iletişimi bitirmek bir serüveni yarıda bırakmaktır. Bunun yanı sıra birbirini iyi tanıma düşünce ve duygusal bağlardan oluştuğu halde yaşanılan problemi mantıksal değerlendirmeden yoksun bırakıp sadece duygusal hareket edildiğinde, iletişimden kopukluk olabiliyor. Birey bu süreçte anlatmaktan vazgeçebiliyor. Anlatsa bile artık değişime olan inancını yitirdiği için anlaşılmadığı hissine kapılır insan. Bilinçli olarak yapılmayan bu davranış duygusal boyutta bir yaklaşım tercih edildiği için insan kendini duygusal olarak avuttuğunun farkında olmayabilir, düşünerek anlatılanları anlamak önemlidir çünkü akıl insanı uyandırır uyanmak içinde hareket(iletişim) etmek gerekiyor. Bunları yapmayıp zamanlailetişimsizlikten meydana gelen içinde olumsuzlukları biriktirip fevri davranmak anlatmadan anlaşılmayı beklemekteoysaki bir hakikat değildir. Hakikatsiz bir yaşamda yaşarken ölmek gibidir..
İnsan anladığı ve anlaşıldığı insanla çiçek açar diyor şair(Cahit ZARİFOĞLU).Sonuç olarak hayatta daima vardır anlaşılmak istenilen kişiler, fakat hayatımızdan gitmeyeceğini hissettiripgidenleri de anlamak gerekiyor!
Düşünebilme kapasitesine sahip gönlü güzel ve ferasetli insanlara denk gelmeniz dileğiyle..
YORUMLAR